Koltuk: Eski Türkçe kol sözcüğünden veya yine Eski Türkçe yüksek
yer, seki anlamına gelen “kaltık” kelimesinden türediği düşünülüyor.
Kanepe: Fransızca’da aynı anlama gelen canapé
sözcüğünden dilimize geçmiş. Bu kelime ise Latince’de sedir anlamına gelen conopeum
kelimesinden geliyor.
Masa: Latince’de aynı anlama gelen mensa kelimesinden dilimize geçiş yapmış. Osmanlı Devleti sırasında
ilk yemek masası İtalya’dan getirildiği
için İtalyanca kelime kullanılmış.
Sandalye-İskemle-Tabure: Arapça üzerine oturulan platform anlamına gelen “Sandal” kelimesinden geliyor. Aynı
anlama gelen İskemle kelimesi ise Yunanca tabura anlamına gelen “skemli” kelimesinden geliyor. Tabure
ise Fransızca küçük oturak anlamına gelen “tabouret”
kelimesinden geliyor.
Halı – Kilim: Farsça’da ve
aynı zamanda Türkçe’de de aynı anlamda kullanılan “kalın” kelimesinden geldiği düşünülüyor, ancak hangi dilden
diğerine geçtiği bilinmiyor.
Küçük ve el
dokuması halı için kullanılan "Kilim" kelimesi ise Farsça "yatak
örtüsü, battaniye" anlamına gelen "gilim" kelimesinden geliyor.
Perde: Farsça “örtü” anlamına gelen “Parde” kelimesinden gelmekte.
Büfe: Fransızca’daki “üzerinde yiyecek ve içeceklerin sergilendiği
masa” anlamına gelen “buffet”
sözcüğünden geliyor.
Konsol: Fransızca’daki “balkon desteği” veya “duvara dayalı duran
masa” anlamına gelen console kelimesinden geliyor.
Şifonyer-Etajer: Fransızca “çekmeceli dolap”
anlamına gelen chiffonière sözcüğünden
geliyor. Etajer: Fransızca’daki
“raflı dolap” anlamına gelen étagère
kelimesinden geliyor.
Panjur – Abajur – Jaluzi:
Panjur sözcüğünün Abajur sçöcüğünün bozulmuş biçimi olduğu söyleniyor ancak nasıl böyle bir ses bozulmasına uğradığı bilinmiyor. Abajur kelimesi ise Fransızca'da "Işığı kesen, kapatan" anlamına gelen "Abat-jour" kelimesinden geliyor. Jaluzi kelimesi ise Fransızca'da da bu anlama gelen "Jalousie" kelimesinden geliyor.
Panjur sözcüğünün Abajur sçöcüğünün bozulmuş biçimi olduğu söyleniyor ancak nasıl böyle bir ses bozulmasına uğradığı bilinmiyor. Abajur kelimesi ise Fransızca'da "Işığı kesen, kapatan" anlamına gelen "Abat-jour" kelimesinden geliyor. Jaluzi kelimesi ise Fransızca'da da bu anlama gelen "Jalousie" kelimesinden geliyor.
Komodin: Venetian’da* kullanılan, bel yüksekliğinde dolap anlamına
gelen “comodin” kelimesinden
İtalyan’ca, sonra da dilimize geçiş yapmış. Venetian Venedik ve çevresinde
kullanılan, eski Roma dillerinden kalma bir dil. Latince’de commodore,
yani aynı ölçüde olmak fiilinden kaynaklandığı düşünülüyor. Con (aynı) + modus (ölçü)
Yatak-Döşek: Eski Türkçe’deki yatmak fiilinden türemiş. Fiil günümüzde
de Eski Türkçe’deki anlamıyla kullanılıyor. Döşek kelimesi de Eski Türkçe’de
yatak, sedir anlamına geliyor.
Yorgan: Eski Türkçe’deki “Yaburgan”
yani “örten kumaş” kelimesinden değişerek günümüze gelmiş. Bu kelime de
“örtmek” anlamına gelen “yab” fiilinden
geliyor.
Nevresim - Çarşaf: Farsça’daki yeni usul, yeni moda anlamına gelen
“Navrasm” kelimesinden geliyor. Bu
klime de Nav yani yeni Rasm yani resim kelimelerinin
birleşmesiyle oluşmuş.
Çarşaf: Farsça “gece örtüsü” anlamına gelen “Çadarşab” kelimesinden Türkçe’ye girmiş. Bu kelime ise; Çadar yani örtü ve şab yani gece kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş.
Yastık – Minder - Kırlent : Yastık kelimesi Eski Türkçe’de
“yassılaştırılmış eşya” anlamına gelen Yastuk kelimesinden geliyor. Minder
sözcüğünün de Eski Türkçe olduğu düşünülüyor ancak kaynağı bilinmiyor. Köşe
minderi anlamında kullanılan Kırlent kelimesi ise Fransızca Ghirlande sözcüğünden geliyor.
Ghirlande Fransızca çelenk, çiçeklerden yapılan tak anlamına geliyor ve
dilimize ilk önce Kırlanta olarak girmiş ama zamanla değişmiş.
Havlu: Hav kelimesi
Ermenice’de “tüy, kumaş üstünde oluşan tüylenme” anlamına geliyor. Havlu ise
Türkçe’ye “tüylü kumaş” olarak girmiş. Bornoz kelimesi ise Arapça’da “şapkalı
cüppe” anlamına gelen Burnus kelimesinden
gelmiş, Türkçe’ye ilk olarak Bürnaz
olarak geçmiş fakat günümüze kadar değişmiş.
Sehpa: Farsça Se + Pa yani “Üç ayaklı” anlamına gelen ve
Türkçe’dekiyle aynı anlamda kullanılan Sihpay
kelimesinden geliyor. Fiskos masası
ise etrafında fısıldaşma yapılan masa; fiskos kelimesi bir yansıma kelime yani
ses benzerliğinden ortaya çıkmış.
Dolap-Çekmece: Farsça’da aynı anlama gelen Dolab kelimesinden gelmiştir. Benzer şekilde Arapça’da da aynı
anlama gelen Dulap keliesi de
Farsça’dan gelmiştir. Çekmece kelimesi
ise Eski Türkçe’deki çekmek (günümüzle aynı anlamda)
kelimesinden türetilmiş.
Tablo: Fransızca’da resim eseri anlamına gelen Tableu kelimesinden geliyor. Bu kelime ise Latince’deki Tabelleum kelimesinden geliyor ve
dilimizdeki tabela, tabla
kelimelerinin kökenleri de bu sözcüğe dayanıyor.
Lamba: Yunanca’da aynı anlama gelen Lamba kelimesinden geliyor, diğer Latin dillerine de yine
Yunanca’dan geçiş yapmış, bu kelime ise Eski
Yunanca’daki Lampo (ışımak)
kelimesinden geliyor.
Avize: Fransızca’da asılı olan şey, takı anlamına gelen Avizé sözcüğü önce Aviz olarak asmak anlamıyla Farsça’ya geçiş yapmış ve Türkçe’ye de
“asılı olan lamba” anlamıyla avize olarak geçmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder