16 Mart 2014 Pazar

İncir

Farsça’daki ancir kelimesinden geliyor. Farsça’da bu neyveye verilen isim delik, oyuk ve aynı zamanda vajina demek ve meyvenin vajinaya benzerliğinden bu isim verilmiş olabilir.

İtalyanca ve Yunanca'daki incir anlamına gelen kelimelerin de argoda vajina yerine kullanıldığı biliniyor. 

İncil'de İncir:
İncil'de yer alan bir hikayeye göre; Hz. İsa büyük yaprakları yeşil ve büyük olmasına rapmen üzerinde İncir meyvesi bulunmayan İncir ağacını lanetlemiş ve "bundan sonra kimse senden meyve yemesin." demiştir. Aslında bu bedduanın altında ikiyüzlü din adamlarına metaforik bir uyarı bulunduğu şeklinde yorumlanıyor. Hz. İsa, inançlı ve üretken görndüğü halde, meyvesi olmayan, inanç, doğruluk ve sevgi yaratmayan din adamlarına kimsenin inanmamasını istiyor. 

Eski Yunan'da İncir:
İncir meyvesi, Eski Yunan ve mısır medeniyetlerinde verimliliğin sembolü olarak görülürmüş. Hatta Eski Yunan'da incir yaprağı onur verici bir hediye olarak görülürmüş. Olimpiyatlarda kazanan atletlere yemeleri için incir meyvesi verilmesi ve başlarına incir yaprağından örülmüş taç giydirilmesi, incir ağacının aşırı doğurganlık anlamına gelmesi, incir kültürünün daha temiz bir ahlakın yol göstericisi olarak belirlenmesi, bunun bir örneğidir.

Herodotos’a göre; kuru incir Lydia ‘da yaşamın on temel nimetlerinden sayılmaktadır. O kadar ki, “Perslerin yiyecek incirleri olmadığı”söylenerek kralın Perslerle savaştan vazgeçmesinde araç olarak kullanılmış.
Yunan mitolojisinde; incir meyvesine “daha soylu ve daha medeni bir hayatın başlangıcı” gözüyle bakıldığından söz edilmektedir. Efsaneye göre tanrıça Demeter, kendisini konuk severlikle ağırlayan Phytalos’a hemen oracıkta yarattığı bir incir ağacını armağan etmiştir ve gezgin Pausanias, kahramanın mezar taşında şunları okumuştur.
Kuran'da İncir: 
Kuran ‘da Hz. Muhammed ‘in “eğer seçme hakkı olsa cennete götüreceği ağacın incir ağacı olacağı” belirtiliyor.
Et-Tin: 1-4 Sure ‘sinde; “Andolsun, incire, zeytine, Sina Dağına ve şu emin şehre ki, biz hakikaten, İnsanı en güzel bir biçimde yarattık” denmekte.
Siddharta Guatama’nın Budizm ‘in temelini oluşturan ilhamı, incir ağacının altında otururken aldığı, Musevilerinse “Fısıh Bayramı” kutlamalarında geleneksel yiyecek olarak incir yedikleri biliniyor. 

Ocağına İnci Ağacı Dikmek deyiminin ise 3 farklı hikayesi var; İlki incir virane, kuytu ve kurak yerlerde, eski harabelerin arasında sıklıkla yetiştiği için İncir Ağacı dikilen yerlerin de böyle kurak olacağına inanılıyor. Bir diğer hikayeye göre, insanlar gibi cinler de incir meyvesini çok severmiş ve incir ağacına dadanırlarmış, incir toplamak için ağaca çıkan insanları ağaçtan iterler ve her çıkan mutlaka ağaçtan düşermiş. Biraz daha bilimsel bir yaklaşıma göreyse İncir topraktaki bütün yararlı mineralleri kendine alır, etrafındaki diğer bitkilere bir şey bırakmaz, olduğu yerde genişler de genişlermiş. kuvvetli köklerinin ise duvarı bile yıkarmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder