Farsça’daki
ancir kelimesinden geliyor. Farsça’da bu neyveye verilen isim delik, oyuk ve
aynı zamanda vajina demek ve meyvenin vajinaya benzerliğinden bu isim verilmiş
olabilir.
İtalyanca ve Yunanca'daki incir anlamına gelen kelimelerin de argoda vajina yerine kullanıldığı biliniyor.
İncil'de
İncir:
İncil'de yer alan bir hikayeye göre; Hz. İsa
büyük yaprakları yeşil ve büyük olmasına rapmen üzerinde İncir meyvesi
bulunmayan İncir ağacını lanetlemiş ve "bundan sonra kimse senden meyve
yemesin." demiştir. Aslında bu bedduanın altında ikiyüzlü din adamlarına
metaforik bir uyarı bulunduğu şeklinde yorumlanıyor. Hz. İsa, inançlı ve üretken
görndüğü halde, meyvesi olmayan, inanç, doğruluk ve sevgi yaratmayan din
adamlarına kimsenin inanmamasını istiyor.
Eski
Yunan'da İncir:
İncir meyvesi, Eski Yunan ve mısır
medeniyetlerinde verimliliğin sembolü olarak görülürmüş. Hatta Eski
Yunan'da incir yaprağı onur verici bir hediye olarak görülürmüş. Olimpiyatlarda kazanan atletlere yemeleri için
incir meyvesi verilmesi ve başlarına incir yaprağından örülmüş taç
giydirilmesi, incir ağacının aşırı doğurganlık anlamına gelmesi, incir
kültürünün daha temiz bir ahlakın yol göstericisi olarak belirlenmesi, bunun
bir örneğidir.
Herodotos’a göre; kuru incir Lydia ‘da yaşamın on
temel nimetlerinden sayılmaktadır. O kadar ki, “Perslerin yiyecek
incirleri olmadığı”söylenerek kralın Perslerle savaştan vazgeçmesinde araç
olarak kullanılmış.
Yunan mitolojisinde; incir meyvesine “daha
soylu ve daha medeni bir hayatın başlangıcı” gözüyle bakıldığından söz
edilmektedir. Efsaneye göre tanrıça Demeter, kendisini konuk severlikle
ağırlayan Phytalos’a hemen oracıkta yarattığı bir incir ağacını armağan
etmiştir ve gezgin Pausanias, kahramanın mezar taşında şunları okumuştur.
Kuran'da İncir:
Kuran ‘da Hz. Muhammed ‘in
“eğer seçme hakkı olsa cennete götüreceği ağacın incir ağacı olacağı”
belirtiliyor.
Et-Tin: 1-4 Sure ‘sinde; “Andolsun, incire, zeytine, Sina Dağına ve şu
emin şehre ki, biz hakikaten, İnsanı en güzel bir biçimde yarattık” denmekte.
Siddharta Guatama’nın Budizm ‘in temelini oluşturan
ilhamı, incir ağacının altında otururken aldığı, Musevilerinse “Fısıh Bayramı”
kutlamalarında geleneksel yiyecek olarak incir yedikleri biliniyor.
Ocağına İnci Ağacı Dikmek deyiminin ise 3
farklı hikayesi var; İlki incir virane, kuytu ve kurak yerlerde, eski
harabelerin arasında sıklıkla yetiştiği için İncir Ağacı dikilen yerlerin de
böyle kurak olacağına inanılıyor. Bir diğer hikayeye göre, insanlar gibi cinler
de incir meyvesini çok severmiş ve incir ağacına dadanırlarmış, incir toplamak
için ağaca çıkan insanları ağaçtan iterler ve her çıkan mutlaka ağaçtan
düşermiş. Biraz daha bilimsel bir yaklaşıma göreyse İncir topraktaki bütün yararlı mineralleri kendine
alır, etrafındaki diğer bitkilere bir şey bırakmaz, olduğu yerde genişler de
genişlermiş. kuvvetli köklerinin ise duvarı bile yıkarmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder