26 Nisan 2014 Cumartesi

Baykuş

Eski Türkçe’de de baykuş. İlk kullanımı olan Mavıkkuş kelimesinden geldiği, Mavık kelimesinin se kuşun çıkardığı sesten yansıdığı düşünüşüyor. 

İngilizce’deki karşılığı olan “Owl” ve Almanca’daki karşılığı olan “Uhu” kelimeleri bu hayvanın çıkardığı sesin yansımasıyla oluşmuş.  Bir çok dilde de bu yansıma görülmekte. 



Baykuş ve özellikle ötüşü bir çok kültürde uğursuz kabul edilir. Aslında baykuşun ötüşünün bu şekilde değerlendirilmesi onun olağanüstü fiziksel yeteneklerinden dolayıdır. Tarihte çoğu zaman şeytanın ve ölümün habercisi olarak görülmüştür.

Tarihte baykuşu uğurlu ve kötü ruhlara karşı bir korunma sembolü olarak gören kültürler de olmuştur ama nedense günümüze bu mükemmel kuş hakkındaki olumsuz inanışlar daha fazla ulaşmıştır. Günümüzde bile hala baykuşun üç kez arka arkaya ötüşünün, bir evin çatısına konmasının veya çevresinde üç kez dolanarak uçmasının o evdekilere uğursuzluk, hatta ölüm getireceğine inananlar vardır.

Baykuşun insanları olumsuz yönde etkileyen üç özelliği vardır: Geceleri dolaşması, son derece sessiz uçması ve insan çığlığını andıran ötüşü, insanlar her zaman geceden ve karanlıktan korkmuşlardır. Diğer birçok canlı türüne göre insanların gece görüş yetenekleri sınırlıdır. Gece yaşayan canlılar ve duydukları sesler onlardaki bilinmeyene karşı olan korkuyu daha da arttırır. Baykuşların kanatlarındaki telekler kadife gibi yumuşacık tüylerle kaplı olduğundan uçarken kartal, atmaca gibi sesler çıkartmazlar. Canlılar ancak çok yakınlarına geldiğinde onun farkına varırlar. Bu da her an, her yerde ortaya çıkabilecekmiş duygusuyla insanlarda huzursuzluk yaratır.

Baykuşlarla ilgili uğursuzluk inanışlarında her zaman şeytan ve ölüm vardır. Babilliler gecenin sessizliğinde çığlık atar gibi öten baykuşun sesinin, çocuğunu doğururken ölen bir annenin çığlıklarını yansıttığına inanıyorlardı. Eski Mısırlılar'da da baykuş ölüm kuşu olarak nitelendiriliyordu. Tarihi kalıntılardaki hiyeroglif kabartmalarda baykuş hep karanlığı, sessizliği ve ölümü temsil eden bir sembol olarak görülür.

Eski Yunanlılar'da ise tam tersine baykuş gecelerin, savaşın, akıllılığın ve sanatın Tanrısı Athena'nın sembolü olarak kabul edildi. Yunanlılar baykuşların onları koruduklarına, gece görüş özelliklerinin Tanrılar tarafından verilmiş olduğuna inanıyorlardı. Bu nedenle tapınaklarının her tarafında bol miktarda baykuş yaşıyordu. İnanışlarına göre savaşa hazırlanan bir ordunun üstünden uçan baykuş gelecek zaferin habercisiydi.

Yunanlılar baykuşun bilge bakışlarından o kadar etkilendiler ki MÖ altıncı yüzyılın sonundan birinci yüzyıla kadar Atina'da bastırılan paraların arka yüzünde baykuş amblemi yer aldı.

Yüzyıllar sonra Avrupa, Asya ve Afrika'nın birçok bölgelerine yayılmış olan Romalılar baykuş hakkında Babilliler ve Mısırlılar zamanında kalan görüşleri benimsediler ve kuşu bir uğursuzluk sembolü olarak kabul ettiler. Hatta daha da ileri giderek uğursuzluğu savuşturmak için yakaladıkları baykuşları yakmaya, küllerini nehirlere savurmaya başladılar.

Romalılara göre baykuş ölüler diyarından geliyordu ve yakın bir ölümün habercisiydi. Sezar öldürülmeden az önce de baykuşların haykırışları duyulmuştu. Romalılar Avrupa'nın orta kesimlerine yayıldıkça kendi düşünce ve kültürlerini de beraberlerinde taşıdılar. Aslında taşıdıkları daha önce etkilenip benimsedikleri Babil ve Mısır kültürlerinin kalıntılarıydı.

Baykuş’un peygamberlerden Hz. Süleyman ile de bir hikayesi var:

“ Süleyman aleyhisselam bütün hayvanlarla konuşurdu. Bu onun mucizelerinden biriydi. Gökte tahtı ile gezerdi. Bir gün baykuş Süleyman aleyhisselama selam verdi. Süleyman aleyhisselam selamını alıp ona sordu ki:
 - Niçin buğday yemezsin?
- Adem aleyhisselam onun yüzünden Cennetten çıktığı için. 
- Niçin su içmezsin? 
- Nuh aleyhisselamın kavmi suda boğulduğu için. 
- Niçin hep harabelerde bulunursun? 
- Harabeler Allahü tealanın mirasıdır. 
- Niçin evlerde ötersin? 
- İnsanları ikaz için. Önlerinde şiddetli tehlikeler varken nasıl gafletle uyurlar. Böylesine yazıklar olsun! 
- Gündüzleri niçin çıkmazsın? 
- İnsanlar bana zarar verebilirler. 
- Öterken ne dersin? 
- Tesbih okur bir de "Ey gafiller, çıkacağınız uzun sefer için azık hazırlayın!" derim.
- Ey baykuş, insanlar seni uğursuz sayarlar. Halbuki senin kadar insana merhamet eden ve nasihatte bulunan yokmuş.”


Geç yatıp geç kalkma özelliğine de, Baykuşlar da aynı şekilde uyudukları için, Baykuş uykusu deniyormuş.

Kuşlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder