2 Aralık 2013 Pazartesi

Yenikapı

4. Murat
Eski İstanbul'un sur kapılarından biri olan Yenikapı, belli ki yapıldığı tarihte en yeni kapı imiş ve bu sebeple kapının etrafındaki muhit bu ismi almış. 

Ancak Yenikapı'nın iki güzel hikayesi de var. En çok bilinen ve aslında yanlış olan hikaye 4. Murat zamanına geçiyor;

4. Murat şarap, afyon ve fal bakmayı yasaklamış ancak İstanbul’da bütün meyhaneler yeraltında varlığına devam etmiş. 4. Murat bir gece, tebdil-i kıyafet İstanbul’a indiğinde, Haliç'in diğer kıyısına geçmeye karar verip bir sandal kiralamış.

Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii. Bi ara, sandalın yanından sarkan bi ipi çekip bir testi çıkarmış.Sultan, “Ne var o testinin içinde?” diye sormuş sandalcı da “Ne olacak, mey işte” diye gülerek müşterisine ikram etmiş. İkramı kabul etmiş ama yine de, “Mey yasak. Hünkarımız görse kafanı vurdurur diye korkmuyor musun?” diye sormuş. Sandalcı da haliyle, “Yahu hünkar nereden görecek bizi denizin ortasında!” demiş.
Aradan biraz zaman geçmiş. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine kabul etmiş ama yasağı gene hatırlatmış. Sandalcı aynı şekilde, “Kim görecek ki bizi denizin ortasında” demiş. Biraz daha vakit geçmiş. Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış, 4. Murat'a fal bakmaya başlamış.
Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, “Efendi, sorunu sor bakalım” demiş. Padişah, “Hünkar şu anda nerededir?” diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp “Hünkar şu an denizdedir” demiş. 4. Murat güya endişelenmiş havalarına girip, “Sakın yakınımızda bi yerde olmasın” diye sormuş sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakmış ve birden, 4. Murat’ın ayaklarına kapanıp, “Affet beni hünkarım ” diye yalvarmaya başlamış. Padişah dayanamayıp, “Sana bi soru sorucam. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracam” demiş. Sandalcı sevinçle, “Padişahım çok yaşa” demiş ve merakla soruyu beklemeye başlamış. 4. Murat, sandalcıya, “Dönüşte İstanbul’a hangi kapıdan giricem?” diye sormuş. Tabii sandalcı hemen itiraz etmiş, “Hünkarım, şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?” demiş. Hünkar başını “Olur” anlamında sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiş. Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, “Hemen boynunu vur şu kafirin” emrini vermiş. Sonra da, “Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul’a oradan giricem” demiş çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp, padişah ve erkanı şehre girmiş. 4. Murat bi ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, laf olsun diye cebindeki kağıda bakmış. Ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kağıda şunları yazmışmış: “Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
Diğer hikayenin ise doğru olma ihtimali daha yüksek. Çünkü 3. Mustafa döneminde geçiyor ve Yenikapı'nın da 3.Mustafa tarafından 1770'li yıllarda yaptırıldığı biliniyor.
3. Mustafa bugünki Laleli semtinde yaşayan meczup bir din adamı olan Laleli Baba ile sohbet ederken, Laleli Baba, İstanbul'un heryerini avcunun içi gibi bildiğini söyler, 3. Mustafa da gözlerini kapatark her kapıdan beraber geçmeyi ve hepsini bilirse Laleli Baba adına bir cami yaptırmayı teklif eder. (Bugünkü Laleli Camii'nin hikayesi de buradan geliyor) Laleli Baba, gözü bağlı bir şekilde teker teker bütün kapılardan geçer ve hangi kapıdan geçtiğini bilir, ancak Yenikapı'da bilemez. "Buaraya daha önce hiç gelmedim. Burası olsa olsa yeni bir kapıdır." der. Gerçekten de 3. Selim o kapıyı bir gün önce Laleli Baba'yı şaşırtmak için yapmıştır ev sözünü verdiği camiyi yaptırır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder